Anasayfa » MANŞET » O’HALDE İŞİMİZE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!
O’HALDE İŞİMİZE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

O’HALDE İŞİMİZE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

Ankara Valiliği’nin 15 Ekim Mitingi yasak kararına karşı “İşimize Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz! Bu Ağır Saldırıyı da Püskürteceğiz!” şiarıyla Van-Diyarbakır, İzmir ve İstanbul’dan yola çıkan KESK üyeleri Ankara’ya ulaştı. Emek ve demokrasi güçleri ile siyasi partilerin de destek verdiği eylem Mithatpaşa Caddesinde başlatılan yürüyüş ile Sakarya Caddesi’nde, basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirdi.

OHAL kaldırılsın, KHK’ler geri çekilsin, ihraç edilen/açığa alınan kamu emekçileri görevleri dönsün talepleri “Faşizme karşı omuz omuza”, Ne darbe Ne OHAL! Demokrasi Derhal” ve “Zafer direnen emekçilerin olacak” sloganları ile süren eyleme CHP ve HDP milletvekilleri ve DİSK yöneticileri de destek verdiler.

Çeşitli kurumlar adına konuşmalar yapıldı. KESK adına ise Eşbaşkan Şaziye KÖSE konuşma yaptı.

Yapılan oturma eyleminden sonra eylem bitirildi.

Şaziye Köse’nin açıklaması aşağıdadır.

Hep birlikte yürüdüğümüz emek ve demokrasi güçleri ile, Türkiye’nin üç kolundan günlerdir “İşimize, Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz” diyerek çocuklarımızın bugününü de geleceğini de size teslim etmiyoruz, size biat etmiyoruz diyen mücadelemize arkadaşlarım, hepiniz hoş geldiniz!

Bugün görkemli bir miting gerçekleştirecektik fakat Ankara Valiliği sesimizi kısmaya çalışarak mitingimizi yasakladı.  Buradan haykırıyoruz! Sesimizi yükseltiyoruz! Devletin, güvenlik bürokrasisinin görevi, ihbar var gibi bir belirsizlik yaratarak etkinliklerimizi yasaklamak veya gelin o halde güvenliğinizi kendiniz alın demek değil, güvenliği sağlamaktır.

Bu mitingin başlığı “işimize geleceğimize sahip çıkıyoruz” bugünün ve önümüzdeki dönemin süreğen mücadele eksenlerinden biridir.  Çünkü geleceğimiz, iş güvencemiz, diplomalarımız, kazanılmış haklarımız hukuk tanımaz bir keyfiliğin tasallutu altındadır.

KESK misyonu gereği her koşulda bu sınır tanımaz keyfiliğe karşı durmaya devam edecektir. KESK, bu konuda öncelikle kamudaki konfederasyonlar ve işçi konfederasyonlarını ortak mücadeleye davet etmektedir.

İnsanların iş haklarını, çalışma haklarını, diplomalarını, müktesep haklarını, sahip oldukları güvencelerini bir çırpıda yok sayamazsınız. Bu haklar sizin takdirinize bağlı konular değildir. Bunlar haktır. Kazanılmış haklarımızla ve hak kavramıyla keyfi biçimde oynamayın. Buna izin vermeyiz.

Başından beri uyarıyoruz. Darbecilerin ve darbe mekaniğinin gerçek çaresi ve panzehri köklü radikal bir demokratikleşmedir.

Hükümet saray ve AKP hakiki çareye sarılmak yerine tam tersi doğrultuya darbeye karşı darbeyle cevap verme doğrultusuna girmiştir.

OHAL ve KHK’lerle kamunun ve kamu emekçilerinin ihraç ve açığa alınmaları bu doğrultuda yapılan kıyımlardır.

Demokratikleşme yerine OHAL lazım ve bir yıl sürebilir diyorlar. Bu aslında bir karşı darbeyi totaliter bir rejimle kurumsallaştırma anlamına gelir.

Yüz binin üstünde insanın işinden edilmesi ve bunun neredeyse günlük listelerle yapılması, kokteyl suçlamalar, yeni torba davalar icat edilmesi, sendikal faaliyet ve eylemlerimizin suç sayılması, idari kararlarla cezalandırma, soruşturmalarla kovuşturmalar aslında darbenin aydınlatılması anlamına gelmiyor, tam tersine darbe girişiminin siyasal gerçeklerinin karartılması anlamına gelmektedir.

Kamu emekçilerinin bu karatmanın malzemesi haline getirilmesine izin vermeyeceğiz.

Siz darbe mi aydınlatmak istiyorsunuz? Madem aydınlatamıyorsunuz o halde 15 temmuzla ilgili gerçekleri ve soruları sormaya aydınlatıncaya kadar devam edeceğiz!

  • Darbenin siyasi ayağını ve boyutunu
  • Başarılı olsaydı bakanlar kurulu, cumhurbaşkanı kimlerden oluşacaktı.
  • Belli başlı büyükşehir belediye başkanlarına kimler atanacaktı.

DERHAL AÇIKLAYIN!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbe girişimini eniştesinden öğrendiği doğru mu? Yoksa gerçeği karartmak için mi söylenmiştir? 15 Temmuz darbesi Saray/AKP tarafından önceden öngörülerek maniple edilmiş midir? Adil Öksüz kimdir? Genel Kurmay başkanını rehin alanların başları kimdir?

Bu sorulara cevap vermek ve gerçekleri açığa çıkarmak yerine kamu emekçilerinin ensesinde boza pişiremezsiniz. Buna izin vermeyiz! İşimizle, ekmeğimizle oynayamazsınız!

OHAL rejimi, demokrasinin, sendikal hakların, kuvvetler ayrılığının, köküne kibrit suyu dökmektir. Tam bir keyfi rejim inşasıdır. Dolayısıyla buradan herkesi, parlamentoyu, siyasi partileri, sendikaları, konfederasyonları uyarıyoruz! Durum son derece ciddidir. Ülkemiz, tarihinde görülmemiş bir keyfiliğe, normsuzluğa, hukuksuzluğa kurban edilemez.

Totaliter ve faşizan yönelişlerin tarihte de örnekleri görüldüğü gibi ilk kurbanı emek hareketi olmuştur.

Demokrasi varsa emek vardır. Emek hareketi demokrasinin sınırlarını genişlettiği ölçüde varlık alanını da genişletmektedir.

Bu bakımdan bizler emek hareketinin bir bileşeni olarak. KESK olarak, bu gidişata yüksek sesle ve eylemli olarak itiraz ediyoruz!

Derhal uluslararası sözleşmelere, İLO normlarına uygun hukuk kurallarını uygulayın. Hukuksuz uygulamalardan vazgeçin! Sendikal eylemleri suç sayamazsınız!

İhraç edilen/açığa alınan kamu emekçileri derhal görevlerine iade edilmelidir!

OHAL Kaldırılsın!

yasak_miting

yasak_miting_1

yasak_miting_2

yasak_miting_4

yasak_miting_5

yasak_miting_7

yasak_miting_8

yasak_miting_9

yasak_miting_10

yasak_miting_11

yasak_miting_13

yasak_miting_14

yasak_miting_15

yasak_miting_16

yasak_miting_17

yasak_miting_20

yasak_miting_22

yasak_miting_23

yasak_miting_24

yasak_miting_25

yasak_miting_26

yasak_miting_27

yasak_miting_28

yasak_miting_30