“SUSMAYACAĞIZ, MÜCADELE EDECEĞİZ !”
Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi’nde kadın sağlık emekçileri 8 mart dünya emekçi kadınlar gününde bir aradaydı.
SES A.Ü.T.F. İbn-i Sina Hastanesi İşyeri Temsilciliği ve DİSK/Genel-İş İbn-i Sina Hastanesi İşyeri Temsilciliğinin hastane bahçesinde birlikte düzenlediği etkinlikte kadınlar karanfillerle karşılandı.
Sonrasında SES adına işyeri temsilcisi Yeliz Arslan bir konuşma gerçekleştirdi. Yeliz Arslan konuşmasına
“159 yıl önceydi…
ABD’nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi kadın daha iyi çalışma koşulları talebiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi ve sonrasında da çıkan yangında 129 kadın işçi yanarak can verdi.
26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan 2. Enternasyonale bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı, 8 Mart 1857 yılında ölen kadın işçilerin anısına 8 Mart tarihini Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını oy birliği ile kabul etti.”
Ve devam etti
“159 yıl önce…
Kadınlar, iş güvencesinden yoksun esnek ve kuralsız çalıştırılıyorlardı.
Üzerinden tam 159 yıl geçmiş olmasına rağmen biz kadınlar hala, düşük ücret, iş güvencesinden yoksun, esnek ve kuralsız çalıştırılıyoruz. Ayrıca hayatımızın her alanında kadın olmamızdan kaynaklı şiddete, tacize, mobinge de maruz kalıyoruz.
İşte bu nedenle 8 Mart’larda “insanca bir yaşam, daha iyi çalışma koşulları” için mücadele ediyoruz.”
………………..
“ ve New York’lu kadın dokuma işçilerine söz veriyoruz, Kadınlar İnsanca Yaşam ve Daha İyi Çalışma Koşulları için mücadeleden asla vazgeçmeyecek.” diyerek sözlerini tamamladı.
Ardından Genel İş adına işyeri temsilcisi Reyhan Karadeli ise
“İnsanca tüm haklarıyla bir yaşam, tam gün, güvenceli, sendikalı çalışma hayatı, barış içinde yaşadığımız, demokratik bir ülke için, kadınların sesine, sözüne ve gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu bir dönemde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü karşılıyoruz.” Diyerek konuşmasına başladı ve
“Katliam, göç, yoksulluk ve sistematik şiddet anlamına gelen savaş politikalarını boşa çıkarmak, neredeyse her gün gelen ölüm haberlerinin yarattığı acı ve kederin karşısında durarak, bu topraklarda inşaca, eşit yurttaşlar olarak, barış içinde birarada yaşamak için,
Hayatlarımızı ve işimizi güvencesizleştirenlere karşı durarak, tam zamanlı ve güvenceli iş hakkımız için,
“Emeğimiz, bedenimiz, kentimiz, ormanımız toprağımız bizimdir” demek için,
Savaşsız ve sömürüz, kadının ve emeğin özgürleştiği bir dünyayı kurulana kadar, bu 8 Mart birlik, dayanışma ve mücadele gününde de bir kez daha haykırıyoruz:
Hayatı hergün yeniden yaratan biz kadınlar; İşyerlerinde, atölyelerde, grev çadırlarında, mahallerde, sokaklarda, meydanlarda kadın dayanışmamızla, örgütlü mücadelemizle, varız ve hep varolacağız!” diyerek konuşmasını tamamladı.
Konuşmalardan sonra çay, meyve suyu, pasta ikramı ve müzik dinletisi sonrasında etkinlik sonlandırıldı.