SAĞLIK HİZMETİ EKİP İŞİDİR
Sendikamızın aldığı karar doğrultusunda tüm Türkiye’de sağlık kurumlarında eş zamanlı olarak bugün (21 Mayıs 2020 ) saat 12.30 da Ankara’da da SES Ankara Şubesi 1 dakikalık protesto eylemi gerçekleştirdi.
Ankara’da Şehir Hastaneleri, Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ile Üniversite Hastanelerinde ve Çankaya İlçe Sağlık Müdürlüğü önünde de ihraç üyemiz Mahmut Konuk.sendikamızın kararı doğrultusunda 21 Mayıs günü alkışlı protesto eylemi gerçekleştirdi.
- Adil eşit emekliliğe esas temel ücret için
- 3600 ek gösterge için
- Fiili hizmet zammı suresi için
- Artan iş yükü, angarya ve mobingle mücadele için
- İş barışı, dayanışma ve sağlık ekibinin bütünlüğü için
- Covid 19 ‘ün iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabulü için
- Sağlık hakkımız ve yaşam hakkımız için
Talepleri doğrultusunda yapılan alkışlı protesto eylemleri polisin ( Hacettepe Üniversitesi, İbna Sina Hastaneleri vd. ) engelleme çabasına rağmen sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin kararlı tutumu sonucunda gerçekleştirildi.
İhraç üyemiz Mahmut Konuk’ta ihraç edildiği işyeri Çankaya İlçe Sağlık Müdürlüğü önünde yapmak istediği eyleme Polisin müdahalesi ile karşılaştı. Hastane dışına itile kakıla çıkarılan üyemiz Numune Hastane önünde yapmaya çalıştığı eylemi yapamadı ancak Hastane dışında eylemi gerçekleştirebildi.
TALEPLERİMİZİ İÇEREN BASIN AÇIKLAMASI METNİ
SAĞLIĞIMIZDAN DA, HAKLARIMIZDAN DA VAZGEÇMEYECEĞİZ
Salgın sürecinde sağlık alanında yaşanan pek çok eksikliğe rağmen başarı hikâyeleri anlatan Bakanlık gerçekleri söylememektedir. İktidarın ve bakanlığın uygulamalarına ve çökmüş sağlık sistemine rağmen sağlık emekçileri sağlık hizmetini fedakârca yürütmüşlerdir ancak sağlık sistemi ve çalışma rejimi sağlık emekçilerini sağlığından etmektedir. Çalışma süreleri ve iş yükünün artması, angarya çalışma, ücretlerin azlığı sorunları salgın süresince artarak devam etmektedir.
Salgından önce de ek ödemeler sorun kaynağıydı. Performans sisteminin kendisinden adalet çıkamayacağını yıllardır zaten dile getiriyoruz ve sonuçlarını yaşıyoruz. Ek ödeme/döner sermaye ödemeleri emekliliğe yansıtılmazken son zamanlarda artık “gelirler azaldı” denilerek döner sermaye performans ödentileri ya komik rakamlarla (8 TL, 50 TL, 70 TL gibi) ödenmekte ya da hiç ödenmemekteydi. Üniversite hastanelerinin büyük bir bölümünde döner sermaye ödemeleri sıfırlanmışken, nöbet ücretleri ödenmezken, eğitim ve araştırma hastanelerinde ise döner sermaye ödentilerinde büyük oranda düşüşler yaşanmaktaydı.
Salgın sürecinde Sağlık Bakanlığı’nın güya sağlık emekçilerini ödüllendirmek iddiası ile ortaya attığı “üç ay süreyle tavandan ödeme” uygulaması mevcut adaletsizliği daha da derinleştirmiş, salgın özgülünde yeni sorunlar ekleyerek devam ettirmiştir. Salgındaki emeğimizi, aldığımız riski performans terazisi ile ölçmeye kalkanlar, alanda canla başla her türlü risk altında çalışan sağlık emekçilerini bir kez daha yıkıma uğratmıştır.
Ne mi olmuştur? Sağlık hizmeti ekip işi olmasına, ekibin tüm parçaları benzer riskler altında çalışmasına rağmen bu bütünlük göz ardı edilmiştir. Meslek grupları arasında farklı ödemeler olduğu gibi, aynı meslek grupları içerisinde hatta aynı riskli servislerde çalışanlar arasında dahi uçurumlar yaratılmıştır. 4D kadrosunda çalışanlar ile Aile Sağlığı Merkezleri ve ortak kullanım kapsamında olmayan Üniversite Hastaneleri çalışanları hiç ek ödeme almamıştır. Bu durum canlarını ortaya koyarak çalışan sağlık emekçileri arasında elbette ki hayal kırıklığı ve öfke yaratmıştır; salgın döneminde sağlık emekçilerin her türlü zor duruma karşı korumaya çalıştığı motivasyonunu yerle bir etmiştir. İş barışını bozmaya yöneliktir. Yaşanan bu son gelişme de göstermektedir ki, döner sermaye kapsamındaki ek ödemeler sağlık emekçilerinin ekonomik kayıplarının artmasına neden olmaktadır. Nihayetinde pandemi ile mücadele kapsamında uygulanan tavandan ödeme adaletsizliği gidermemiş, aksine arttırmıştır. Yapılması gereken temel ücretlerin artırılmasıdır.
Sağlık emekçilerinin talepleri nettir;
– Temel ücretin en düşüğü yoksulluk sınırının üstünde olacak şekilde yükseltilmesi ve yapılan/yapılacak olan tüm ek ödemelerin maaşa ve emekliliğe yansıtılması, ek ödemelerdeki haksızlıkların giderilmeli, üç ay tavan yapılacağı duyurulan ek ödemelerin tüm sağlık emekçilerini kapsayacak şekilde ve meslek grupları ve istihdam biçimleri arasında adaletsizliğe neden olmayacak şekilde ödenmesi, ayrıca salgının başladığı tarihten itibaren salgın dönemi boyunca ayrımsız tüm sağlık emekçilerine çift maaş ödemesi yapılması,
– 3 Ağustos 2018 Resmi Gazetede yayınlanarak çıkan torba yasa; sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin taleplerini karşılamayan bir düzenlemedir. Fiili Hizmet Süresi Zammı (yıpranma payı) sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan bütün emekçileri ve geçmiş çalışma sürelerini de kapsayacak şekilde ve fiili çalışma süresi şartı kaldırılarak 5 yıla 1 yıl yıpranma payı olacak şekilde yeniden düzenlenmesi, ayrıca salgın döneminden kaynaklı olarak artı 1 yıl yıpranma payı hakkımızın verilmesi,
– Sağlık alanında yeni atamaların kadrolu, güvenceli yapılması, 4B 4C 4D sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil vb. istihdam modelleri ile çalıştırılan bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin 4A kadrosuna geçirilmesi, KHK ile ihraç edilen ve güvenlik soruşturmaları bahanesiyle ataması yapılmayan sağlık emekçilerinin ivedilikle işe başlatılması,
– 657 sayılı kanunun ekli 1 sayılı cetvelde düzenlenen ek gösterge rakamlarının sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçileri kapsayacak, en az 3600 ek gösterge olacak şekilde kademeli olarak yükseltilmesi şeklinde düzenlenmesi ayrıca 1 derece verilmesi,
– Covid-19 enfeksiyonu geçiren sağlık emekçisinin zararının tanzimi için “mesleki risklere bağlı ortaya çıkan hastalık” olarak kabul edilip, iş kazası/meslek hastalığı olduğuna dair düzenlemenin derhal yapılması.
Ağır çalışma koşullarında, düşük ücretle, esnek ve kuralsız çalıştırma biçimleriyle ve gelecek kaygısıyla yürüttüğümüz sağlık ve sosyal hizmet sunumunun daha nitelikli verilebilmesi için taleplerimizin biran önce yerine getirilmesi gerekmektedir.