“ESRA ÖZAKÇA AÇLIK GREVİNDE KRİTİK GÜNLERDE”
Ankara Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi açlık grevinin 71. gününde olan Esra Özakça ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Ankara Tabip Odası’nda 01 Ağustos Salı günü yapılan toplantıya ATO Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Onur Naci Karahancı, Dr. Benan Koyuncu, TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı ve SES Ankara Şube yöneticisi Hilal Karahancı katıldı.
Ortak açıklamayı okuyan Dr. Benan Koyuncu ilk olarak Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile ilgili bilgi vererek iki eğitimcinin istekleri dışında ve tepkilerine rağmen cezaevi kampüs hastanesine yatırıldıklarını söyledi. Sağlık emekçilerine seslenen Dr. Koyuncu “Çok kısıtlı haller dışında bireye rağmen bireyin kendi vücuduyla ilgili karar almak, vücuduna zorla müdahale etmek, etik ihlaldir dedi. Konuyla ilgili çok sayıda bildirgenin var olduğunu belirten Dr. Koyuncu “Özellikle de Tokyo Bildirgesi ve Malta Bildirgesi’ne bağlı kalın” diye konuştu.
Dr. Benan Koyuncu, Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in tutuklanmalarından itibaren açlık grevine başlayan ve bugün 71. gününü dolduran Esra Özkan Özakça’nın Ankara Tabip Odası tarafından düzenli aralıklarla muayene edildiğini belirtti. Esra Özkan Özakça’nın açlık grevinin artık kritik günler içerisinde olduğuna dikkat çeken Dr. Koyuncu “Esra Özakça, açlık grevinin başında 56 kilo iken bugün 49 kiloya gerilemiştir. Kas protein yıkımına bağlı özellikle bacak kaslarında güçsüzlük bulunmaktadır. Açlık grevinin başından beri olan ishal şikayeti nedeniyle sodyum ve potasyum değerlerinin bazal değerlerin altında olduğu görülmüştür” sözlerini kaydetti.
Açlık grevlerinin birer çığlığa dönüştüğünü dile getiren Dr. Benan Koyuncu yetkililere çağrıda bulunarak “Açlık grevindekilerin taleplerini dinlemeleri; toplum vicdanına kulak vermeleri onları bu yanlıştan döndürecektir” dedi.
TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı da “Açlığın 42’inci gününden sonrasına kritik aşama diyoruz. Esra Özakça 71 gündür açlık grevinde, bu duruma alışmamalıyız. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça da kendi iradeleri dışında cezaevi içerisinde hastane diye tabir edilen yerde tutuluyor. Tıpta zor yoktur. Tıpta güvenli ortamda onay verme olduğundan zor kavramına yer yoktur. Hukuksuzca işlerinden atıldılar ve 266 gündür seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bu bir çığlıktır” sözlerini kaydetti.
Basın açıklamasının tamamı
Açlık Grevinin Kritik Günlerindeyiz!
OHAL ilanının 1. Yıl dönümünü geride bıraktığımız şu günlerde; OHAL işçiler üzerindeki etkisini KHK’ler ile grev yasaklarıyla ardı ardına çıkan emek düşmanı yasalarıyla sürdürmeye devam ediyor.
Bundan tam 146 gün önce Semih Özakça ve Nuriye Gülmen “İşimizi Geri İstiyoruz” talebiyle başlattıkları açlık grevinin 75. gününde gözaltına alınıp tutuklanmışlardır. Edindiğimiz bilgilere göre Nuriye Gülmen ve Semih Özakça istekleri dışında ve tepkilerine rağmen cezaevi kampüs hastanesine yatırılmışlardır. Buradan öncelikle tüm hekim/ sağlık emekçilerine hatırlatıyoruz: Çok kısıtlı haller dışında bireye rağmen bireyin kendi vücuduyla ilgili karar almak, vücuduna zorla müdahale etmek, etik ihlaldir. Sorunun çözümü tıbbi müdahale değildir. Bu konuyla ilgili, Uluslararası Etik Kurallar, Cenevre Bildirgesi, Lizbon Bildirgesi, Hamburg Bildirgesi, Seoul Bildirgesi, İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi, İstanbul Protokolü, Türk Tabipleri Birliği Hekimlik ve İnsan Hakları Bildirgesi; özellikle de Tokyo Bildirgesi ve Malta Bildirgesi’ne bağlı kalın. Yaşanacak her sorunda hekimlerin/sağlık emekçilerinin bize danışabileceklerini ve dayanışma göstereceğimizi tekrar hatırlatıyoruz.
Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in tutuklanmalarından itibaren Esra Özkan Özakça da açlık grevine başlamıştır. Talebi; Semih ve Nuriye’nin tutukluluk halinin sonlandırılmasıdır. Bugün, Esra Özkan Özakça açlık grevinin 71. gününde. Bizler Ankara Tabip Odası olarak kendisine açlık grevi süresince oluşabilecek sağlık sorunlarını anlatıp belirli aralıklarla muayenesini gerçekleştirdik. Kendisi yalnızca su, şeker, tuz ve B1 vitamini almaktadır. Esra Özakça, açlık grevinin başında 56 kilo iken bugün 49 kiloya gerilemiştir. Açlık grevinin ikinci haftasında muhtemelen Yüksel Caddesi’nde kullanılan kimyasal gazlara bağlı gelişen alerjik reaksiyona bağlı cildinde döküntüler, sindirim sistemine ait sorunlar görülmüştür. Kas protein yıkımına bağlı özellikle bacak kaslarında güçsüzlük bulunmaktadır. Açlık grevinin başından beri olan ishal şikayeti nedeniyle sodyum ve potasyum değerlerinin bazal değerlerin altında olduğu görülmüştür.
Esra Özkan Özakça’nın açlık grevi artık kritik günler içerisindedir. Biz sağlık emekçileri olarak bu genç eğitimcilerin yaşamları konusunda tüm toplum gibi kaygılanmaktayız. Tüm adalet arama yollarının kapatıldığı şu günlerde insanların hak arayışlarının açlık grevleri ile birer çığlığa dönüştüğünü görüyoruz. Bizler sağlık emekçileri olarak bu çığlık karşısında çaresizce beklemek yerine; en temel talepler karşısında duvar olanlara inat yaşam hakkının kutsallığını savunarak Semih’i, Nuriye’yi, Esra’yı yaşatmak istiyoruz. Yetkililerin bir konuyu anlamaları gerekmektedir; Açlık grevini bitirecek olan asıl şey eylemcilerin iradesini kırmak değildir. Açlık grevindekilerin taleplerini dinlemeleri; toplum vicdanına kulak vermeleri onları bu yanlıştan döndürecektir. Bizler bir kez daha Esra, Semih ve Nuriye’nin açlık grevi karşısında yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyoruz.
SES Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi
Ankara Tabip Odası
Türkiye İnsan Hakları Vakfı