NORMALLEŞME ADIMLARI
SAĞLIK ÇALIŞANLARINI RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Ülkemizde genel olarak 1 Haziran tarihi sonrası normalleşme söylemi ile bir çok alanda olduğu gibi sağlık hizmetlerinde de yeni bir sürece girildiği ifade edilmiştir. Umumi Hıfzıssıhha Kurul Kararları çerçevesiyle normalleşme sürecine ilişkin kafelerden, kuaförlere, lokantalardan, AVM’lere bir çok alana ilişkin standartlar oluşturulmuştur. Bu süreçte sağlık tesislerinde de bir çok argoritma ve normalleşme rehberi ile birlikte standartlar oluşturulmaya çalışılmıştır.
İlimizde normalleşme söylemi sonrası sağlık ve sosyal hizmet alanında gördüğümüz eksiklikler ve sorunlar tarafımızca alan gezileri ve görüşme yöntemiyle hazırlanmıştır.
Sağlık tesislerine göre sorunların farklılık göstermesi nedeniyle, raporumuz Sağlık Bakanlığı Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri, 112 Acil Sağlık Hizmetleri, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri/Hastaneleri, Aile Sağlığı Merkezleri ve Sosyal Hizmetler başlıkları olarak ayrıntılandırılmıştır.
SAĞLIK BAKANLIĞI HASTANELERİ
• Hastanelerde oluşturulan kurullar ile ilgili genel bir duyurunun yapılmadığı ve kurulun aldığı kararlara ilişkin şeffaf olunmadığı,
• Hastanelerde oluşturulan (oluşturulması gereken) kurulların hastane içerisinde kontrol amaçlı bölümleri dolaşmadıkları, bölümlerde çalışanlar ile görüşülmediği, sadece bazı hastanelerde hastane yöneticilerin bölümlerde bireysel kontrollerinin olduğu,
• İlimizde hastaneler arasında alınan tedbirler ve tedbirlerin uygulamasında farklılıklar yaşandığı,
• Polikliniklerde uzun süredir hastanelerden uzak kalan hastaların normalleşme söylemiyle birlikte yoğunluğun arttığı,
• Randevusuz hasta kabul edilmemesi nedeniyle acil servislerde yoğunluğun arttığı,
• Özellikle semt polikliniklerinde randevusuz hastalara hizmet verildiği,
• Normalleşme rehberinde kronik hastaların hastaneye gelişlerinin en aza indirilmesi ve hastaneye gelişlerinde sistem kurulması önerisinin ilimizde uygulanmadığı,
• Hastaların mümkün olduğunca tek odalarda kaldığı ancak nitelikli oda olmayan hastanelerde 3 kişilik odalarda iki kişi yatırıldığı, yatan hastaların refakatçilerine ilişkin standartların oluşturulmadığı,
• Yoğunluğa göre bir odada bakılan hasta sayısını azaltmak için kadın hastalıkları ve doğum klinikleri gibi hasta sayısının çok olduğu bazı birimlerde oda sayısı artırıldığı,
• Hastaların hastane içerisinde fiziksel mesafe kurallarına uymadığı,
• Hasta ve yakınlarına hastane girişlerinde covid 19 bulgu kontrolü yapılmadığı,
• Sağlık çalışanlarının stres ve yoğunluk düzeyi göz önünde bulundurularak destek sağlanmadığı, sağlık çalışanları ile yöneticilerin bu süreçte iletişiminin daha da koptuğu, Hastanelerin fiziksel bina olarak algılanması nedeniyle kampus içerisinde (hastane bahçesi, kantin gibi alanlarda) maske kullanımı ve fiziksel mesafe konusunda önlemlerin alınmadığı (afiş, uyarı stekerlar oturma gruplarının düzenlenmesi vb),
• Genel olarak vatandaşında bu süreçte gergin olması nedeniyle sağlık çalışanları arasında iletişim problemlerinin arttığı,
• Hasta sayısının artışıyla özellikle sözel şiddet de artış olduğu,
• Kanser ve organ nakli olanların işe gelişi ve idari izin konusunda bürokratik işlemler ile zorluk yaşadığı ve dayatmaların yaşandığı, Kronik hastalığı olan sağlık çalışanlarına izin verilmediği, E. Nabızdaki raporların kabul edilmediği, (özellikle kronik hastalığı vardır çalışamaz ibaresinin yazılı olarak istendiği vb)
• İmmün sistem rahatsızlığı olanların işe getirildiği, organ nakli olup organ nakli başarısız olanların ve organ nakli bekleyenlerin işe getirildiği, düzenli diyalize giren çalışanların işe getirildiği,
• Bazı hastanelerde çalışanların rahatsızlıkları nedeniyle idari izinli sayılmak için verdikleri dilekçelerinin kayda sokulmadığı,
• Hastane girişlerinde hasta ve yakınlarına maske dağıtımı dezenfektan kullanımı konusunda hizmet verilmediği, hastane içerisine giren hasta ve yakınlarının dışarıda uzun süredir kullanmakta olduğu maskeler ile hastaneye enfeksiyon taşıma riski taşıdığı, hastane girişinde el dezenfektanı olmaması nedeniyle dışardan getirdikleri enfeksiyonları hastane içerisine taşıdıkları,
• Çalışanların tümünü kapsayacak düzenli aralıklar ile test yapılmadığı, sadece semptom taşıyanlara test yapıldığı, testi pozitif çıkan sağlık çalışanlarının aktif olarak çalıştırıldığı (semptom göstermeyenler) testlerin isteğe bağlı olması ve hastanelerin her bloğunda ve tüm semt poliklinik ve ek binalarda olmaması nedeniyle ulaşımında sorun yaşandığı, semptom göstermeyen taşıyıcı sağlık çalışanlarının göz ardı edildiği, test yaptırmak isteyen sağlık çalışanlarına temas öyküsü yok ise zorluk çıkartıldığı.
• Kadın doğum ve çocuk hastanelerimizde çalışan sağlık emekçilerinin semptom göstermesi durumunda hastanelerinde test yapılmadığı pandemi hastanelerine yönlendirildiği,
• Semptom gösteren çalışanlarının test vermesi ile test sonucu belli olana kadar geçen sürede izinli sayılmadığı ve çalışmaya zorlandığı,
• Boğaz kültürü alan çalışanlara nitelikli gözlük, koruyucu siperlik gibi ekipmanların verilmediği, riskle karşılaşması durumundaki bildirimlerin kayda alınmadığı,
• Pandemi hastanesi olarak kalan hastanelerde covid kliniklerine çekilen personelin boşluğu doldurulmadığı, bu da iş yükünü arttırdığı, bu durumun baskı ve mobbinge neden olduğu,
• Çalışanların ve yakınlarının seyahat öykülerinin bundan önceki süreçte de bu süreçte de alınmadığı,
• Hastanelerde dezenfeksiyon işlemlerinin sık aralıklar ile yapılmasının yoğunluk düşünüldüğünde mümkün olmadığı ve yapılamadığı,
• Radyoloji birimlerinin çoğunlukla zemin katta olduğu havalandırmaların yetersiz ve düzenli bakımının yapılmadığı, dışarıda bekleyen insanların fiziksel mesafeye dikkat etmediği dezenfeksiyon işlemlerinin sık aralıklarla yapılmadığı,
• Yemekhane içerisinde fiziksel mesafe konusunda önlemler alınsa da yemekhane önlerinde hala sıralar oluştuğu,
• Çalışanların hastaneye ulaşımında gerekli önlemlerin daha önce alınmadığı gibi normalleşme sürecinde de alınmadığı,
• Hasta ve sağlık çalışanların kullandığı kantinlerde yemekhanelerde olduğu gibi standartların oluşturulmadığı ve kontrollerinin yapılmadığı,
• Normalleşme süreci söylemi ile birlikte koruyucu ekipman kullanımı konusunda rahat davranıldığı,
• Sağlık çalışanlarının kıyafetlerinin hastane içerisinde çıkartılması ve hastane içerisinde temizliğinin yapılması şartına uyulmadığı, bazı personelin kıyafetleriyle işe gidip geldiği,
• Bazı hastanelerin bir çok girişinin olduğu ve bu girişlerden geçişlerde kontrollerin yapılmadığı ve kontrol edilebilir olmadığı,
• İlimizde pandemi sürecinde dahi fiziksel alan değişikliğinin ve sağlık tesislerinde taşınma plansızlığının sürdüğü,
• Normalleşme kapsamında hasta ve yakınlarına yönelik bilgilendirme uyarı materyallerinin hazırlanmadığı,
• İlimizde halka yönelik sağlık hizmetlerinin bu süreçte doğru kullanılmasına yönelik bilgilendirmelerin yapılmadığı,
• Asansörlerin yoğun kullanıldığı ve fiziksel mesafe kuralına uyulmadığı asansörlerde genel anlamda bir düzenleme yapılmadığı,
• Hastanelerin idari birimlerinin göz ardı edildiği ve buralara yönelik standarların belirlenmediği
Şehir Hastaneleri
Şehir Hastaneleri genel olarak kar baskısının ve kamu özel ortaklığının maliyet kaynaklı baskılar nedeniyle en fazla ve kontrolsüz hasta kabul alanları olmaktadır. Hem yönetim farklılığı hem de devasa yapısı, hastane mimarisine, salgınla mücadeleye uygun olmayan yapısı riski artırmaktadır. Bu nedenle Şehir Hastaneleri için ayrı bir başlık doğru yaklaşım olacaktır. Şehir Hastanelerinde;
• İş sağlığı güvenliği birimleri ve iş yeri hekim ve hemşirelerini bu sürecin takibinde yer almadığı,
• Sürecin hakkında görüş ve önerilerimizin dikkate alınmadığı, şeffaf bir bilgilendirme yapılmadığı,
• Sağlık çalışanları ellerinde vaka formu kağıtları ile kule kule dolaştırılıp test yaptırmaya çalıştığı,
• Pozitif çıkan çalışanların birlikte çalıştığı arkadaşlarına bilgi verilmediği saklanmaya çalışıldığı ve bulaş riski olanların zorunlu taramalarının yapılmadığı,
• Kapatılan covid polikliniklerinin çalışanlarına test yapılmaksızın hastanenin her tarafında günü birlik görevlendirmelerle temiz kabul edilen poliklinik ve departmanlarda görevlendirildiği,
• Covid polikliniklerinde görevlendirilenlerin karantina süreci dolmadan diğer servislerde görevlendirildiği,
• Hasta yoğunluğu gitgide arttığı, çocuk kan alma biriminde 8 saatte 4 hemşire tarafından 260 hastanın kan alma işlemi yapıldığı, öğle arası çalışmak zorunda bırakıldığı,
• Salgın koşullarında normal mesai koşulları gibi çalıştırıldığı, salgın yokmuş gibi bir yaklaşımla hareket edildiği,
• Hastanelerin idari birimlerinde çalışma alanlarının özellikle şehir hastanelerinde fiziksel mesafe kuralına uygun tasarlanmadığı ve çalışanların hastalığı birbirlerine bulaştıracak şekilde çalıştıkları,
• Bilkent şehir hastanelerinde idari birim çalışma alanlarının pencerelerinin açılmadığı,
• Şehir hastaneleri idari birim çalışma alanlarının petek sistemi ve sıralı sitem yüz yüze çalışma alanı olması nedeniyle bulaşma riskini attırdığı,
• Şehir hastanesi idari birimleri girişlerde kontrollerin yapılmadığı kontrolsüz girişlerin olduğu, el dezenfektanların her alanda kolay ulaşılabilir olmadığı,
• Şehir hastanelerinde koordinatör başhekimliğin kuleler arasında faklı uygulamalar sorununu bugüne kadar çözümlemediği, personel görevlendirmelerinden yemekhane hizmetlerine kuleler arasında farklı uygulamaların yaşandığı,
• Yüklenici firma ve taşerona bağlı çalışanlar arasında covid vakalarının olduğu ve bu personele yönelik koruyucu ekipmandan tanı testlerinin uygulanmasına kadar bir çok noktada ötelendiği ve gerekli bilgilendirmelerin yapılmadığı,
ÜNİVERSİTE HASTANELERİ
Bazı üniversite hastanelerinde bu sürece hazırlık son derece iyiyken, bazı üniversite hastanelerinde hazırlıkların tam olarak yapılmadığı görülmüştür.
• Normalleşme söylemiyle poliklinik ve acil ünitelerinde hasta sayısında artığı,
• Personele rutin testlerin yapılması ile ilgili sorunlar devam ettiği,
• Çalışanların genel itibariyle bulaştırıcılıklar suçlandığı tutanak ve ceza ile tehdit edildiği (çoğu personelin dinlenme odalarında cam olmadığı ve çok dar ve küçük alanlar gösterildiği)
• Üniversite Hastanelerinde testi pozitif olan sağlık çalışanı sayısında artış yaşandığı ve bu durumdan personelin suçlandığı
• Kişisel koruyucu ekipmanlar da sıkıntı olmamakla beraber malzemeye erişiminin yöneticilerin kişisel tutumuyla bağlantılı olduğu ((hala maske sıkıntısının devam ettiği),
• Koruyucu ekipman konusunda sorunları dile getiren ve itiraz eden sağlık çalışanları hakkında tutanaklar tutulduğu,
• Bazı hastanelerde pozitif teması olan sağlık emekçilerinin bile test yaptırma taleplerinin sıcak karşılanmadığı,
• Pandemi polikliniklerindeki branş hekimleri (dahiliye,intaniye,kbb gibi) arasındaki uygulama farklılıkları testlere erişim konusunda önemli problem oluşturduğu,
• Bazı hastanelerin hasta ya da personel girişleri kontrolsüz (ateş ölçümü yapılmamaktadır) ve bir çok kapıdan giriş ve çıkış yapıldığı,
• Ameliyat öncesi vakalara rutin test yapılmadığı, yapılsa bile operasyon sonrası sonuçların geldiği bazı hastanelerden bildirilmiştir. Hastanın kabulünden yatış operasyon ve post –op bakımı aşamasındaki tüm sağlık emekçileri korunmasız bırakılmaktadır.
112 ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ
• Covid 19 Pandemisi ile başlayan, koruyucu-önleyici sağlık hizmetlerinin eksikliği ve polikliniklerin elektif vaka kabul etmemesi ile artan 112 üzerindeki yoğunluğun hala devam ettiği,
• Hastaneye gitmekten çekinen vatandaşların sadece fikir almak, danışmak veya evde bakım hastaları için tedavilerinin evde yapılıp yapılamayacağını sormak için 112’yi aradığı, talimatlar gereği 112 arayan herkese ambulans gönderme zorunluluğu nedeniyle 112 ekiplerinin danışmak için arayan hastalara yönlendirdiği,
• Semptom gösteren vaka sayılarında bir düşüş olduğu ancak ayaktan semptomsuz covid geçiren hasta sayılarında da bir artış olduğunu,
• Gece saatlerinde pozitif vakaların transportunda (evden hastaneye) artış olduğu,
• Ankara 112 olarak Ankara Valiliği Kriz Masasının talimatı üzerine birer kez PCR testi vermek herkese zorunlu tutulmuş olup, akabinde devamlı ve düzenli test uygulamasına geçilmediği,
• Semptomu bulunan sağlık emekçileri kendi imkanlarıyla başka hastanelerde test verdiği,
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZLERİ/HASTANELERİ
• Diş ünitelerinin kullanımı konusunda gerekli önlemlerin alındığı ancak genel her işlem sonrası nitelikli dezenfeksiyon işleminin yapılmadığı,
• Koruyucu ekipmanın rastgele dağıtıldığı,
• Diş hekimlerine koruyucu gözlük konusunda sorunlar yaşandığı,
• Kamu diş merkezlerinde acil işlemler dışında işlemlerden sakınılsa da özel diş merkezlerinde nitelikli denetimlerin yapılmadığı,
• Ağız Diş Sağlığı Merkezi ve Ağız Diş Sağlığı Hastanelerinin açılmasına rağmen filyasyonda görevli ağız diş sağlığı çalışanlarının görevlerine dönmedikleri ve durumun Ağız Diş Sağlığı Merkezi ve Ağız Diş Sağlığı Hastanelerinde yoğunluğa neden olduğu,
AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİ
• Normalleşme söyleminin ASM’lerde tedbirsizlikleri attırdığı ve yoğunluk ile bu alanların bulaşma riski yarattığı,
• ASM’leri ilişkin etkin standartların dahi oluşturulmayıp denetimlerin yapılmadığı,
• Toplum Sağlığı Merkezleri ve birinci basamak sağlık hizmetlerinde filyasyon çalışması yoğunluğu nedeniyle ASM’lerin diğer işlemlerinde aksamaların yaşandığı,
SOSYAL HİZMETLER ALANI
• “Normalleşme Süresi” adı altında 1 Haziran’dan itibaren alınan önlemlerin azaltılması neticesinde, daha önce idari izinli olan sosyal hizmet emekçilerinin büyük bir çoğunluğu, birden fazla kronik hastalığı olanlar bile, e-nabız sisteminde kronik hasta olarak tanımlanmadığı için işe devam etmek zorunda kalmış ve risk altında çalıştırıldığı,
• Daha önce %50 olan doluluk kısıtlamasının kaldırılmasıyla servisle ve özellikle toplu taşımayla işyerine ulaşmaya çalışan sosyal hizmet emekçileri kalabalık ortamlara ve yüksek riske maruz kaldığı. Bu durum hem sosyal hizmet emekçilerimiz, hem yatılı kuruluşlarda hizmet verilen engelli, yaşlı, çocuk ve kadınlar, hem de sosyal inceleme yapılan hanelerdeki bireyler için tehlike oluşturduğu,
• Özellikle Sosyal Hizmet Merkezlerinde gibi kuruluşlarda; pandemi sürecinin de etkisiyle başvuru amacıyla kuruluşa gelen kişilerin sayısının artığı, sosyal incelemelerin ve hane ziyaretlerinin yoğunluğunun arttığı, kuruluşların servisinin olmaması, (dışarıyla olan teması arttırması sebebiyle) yemekhanesinin olmaması gibi sebepler buralarda çalışan sosyal hizmet emekçileri için yüksek risk oluşturduğu,
• Yatılı kuruluşlarda kalıp memur olarak çalışan engelli bireylerimiz esnek çalışmanın kaldırılması ve idari izinlerin kapsamının daraltılması sebebiyle işe gitmek zorunda kaldığı, bu durum yatılı kuruluşlarda kalan ve çalışan herkes için risk oluştuğu,
• Kadın sığınma evine başvurular pandemi süreciyle artmışken, şehirler arası seyahat yasağının kalkmasıyla ilimizde kadın sığınma evine başvuruların daha da arttığı,
• Kadın sığınma evine giriş çıkışların artmasıyla riskin arttığı ve pozitif vaka çıktığı tespit edilmiştir.
Resmi kurumlar Hıfzıssıhha Kurul Kararları ile oluşturulan standartların bir çok tesiste uygulanmaması nedeniyle hem işletmelere hem de bireylere 3 bin ile 12 bin lira arası para cezası, tekrarlanması durumunda cezaları artırımlı uygularken, sağlık tesislerinde uygulaması gereken ve bizim tarafımızdan eksik hazırlandığı ifade ettiğimiz normalleşme rehberi standartlarını dahi uygulamamakta/uygulayamamaktadır. Parklarda vatandaşların yan yana oturması, yürümesi kontrol edilirken, hastanelerde yoğunluk ve balık istifi durum göz ardı edilmektedir. Otobüslerde fiziksel mesafe konusunda oturma düzeni ayarlanırken, hastanelerde asansörlerden oturma alanlarına kadar bu önlemler göz ardı edilmektedir. Otobüslerde taksilerde el dezenfektanından maske hizmetine birçok hizmet verilirken, hastane girişlerinde dezenfektan maske hizmeti dahi verilmemektedir. AVM girişlerinde ateş kontrolü yapılırken hastane kampüsü girişlerde hiçbir koruyucu önlem alınmamaktadır.
Pandemi sürecinde binlerce sağlık çalışanları kısmen sözde sıkı tedbirlerin uygulandığı ve hasta yoğunluğunu az olduğu dönemde hastalığa yakalanmışken, normalleşme söyleminin olduğu ve tedbirsizliğin arttığı bu dönemde pozitif sağlık çalışanı sayısının artacağı ve attığı görülmektedir.
Devlet pandeminin ilk 3 ayında alınan/alınmayan önlemler nedeniyle 10 binin üzerinde sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin hastalığa yakalanmasına neden olmuşken bundan ders çıkararıp, sistemin eksikliklerini gidererek ek tedbirler almasını beklerken, günlük vaka sayısının binin üzerinde seyrettiği ve bazı bölgelerde vaka sayılarının en yüksek seyrettiği dönemde tüm ülkeye ve bölgelere tüm sağlık tesislerine aynı yaklaşımla standartlar belirlemesi ve belirlediği standartları dahi uygulamaması, devletin sorumluluklarını yerine getirmeyerek vatandaşları ve sağlık çalışanlarını suçlaması sorumsuzluk yaklaşımının ürünüdür.
Sağlık Bakanı son dönem vaka artış sayısını sadece vatandaşların maske, el hijyeni ve fiziksel mesafe sorununa indirgemesi salgının yaygınlaşmasına neden olacaktır. Sağlık Bakanlığı vaka artışının sadece vatandaş davranışları ile açıklanamayacağını bilmesi ve atılmayan atılamayan adımları bir an önce yerine getirmesi gerekmektedir.
Bir an önce idarenin tüm adımlarında yaşam hakkının kutsallığını önceliklendirerek ekonomik politik kaygılardan uzaklaşarak adımlarını atması gerekmektedir.
Vatandaşlar içerince vaka artışını hatalı vatandaş davranışına bağlamak, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri arasında vaka artışında ise emekçileri suçlamak ciddiyetsiz ve basiretsiz yöneticilerin çıkış yolları olsa da, gerçek sebepleri ortadan kaldırılmadıkça salgınla etkili mücadele edilmeyecektir.