Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi Sağlık Emekçileri Hastane kreşinin kapatılmak istenmesine karşı bugün ( 28 .04. 2016 ) saat 12.30 da Hastane bahçesinde bir basın açıklaması yaptı.
Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi Yöneticiliğinin 30 Nisan 2016 itibariyle Hastane kreşini kapatacağı yazılı olarak bildirildi. Bunun üzerine hastane çalışanları Hastane yönetiminin bu tutumunu protesto etmek için hastane bahçesinde toplandı ve konuyla ilgili bir açıklaması yaptı. Basın açıklamasını SES İşyeri Temsilcisi Dr. Eriş BİLALOĞLU okudu.
Basın açıklamasına SES Ankara Şube Başkanı Hüsnü YILDIRIM ‘da katılarak destek verdi. SES Ankara Şube olarak Sağlık emekçilerinin bu haklı mücadelesini desteklemeye ve yanlarında olmaya devam edeceğiz.
10 soruda “kreş mevzuu”
Kreş nedir?
Erken çocukluk yani okul öncesi bakım ve eğitim hizmetlerine yönelik kuruluş’dur,
Kreş bir hak mıdır? Biz çalışanların yasalarda böyle bir hakkı var mıdır?
Tartışmasız kreş bir haktır, kreş hakkımız vardır. Mevcut yasal düzenlemeler de bu yöndedir. Ancak bunu tartışılır kılan Bakanlıkların çıkarttığı ve kreş hakkının kullanımını zorlaştıran kimi (tebliğ vs gibi) alt düzenlemelerdir. Ancak bilindiği gibi uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve yasalar esastır. Kaldı ki Cumhurbaşkanı, Başbakan gibi en üst düzeydeki yetkililerin çocuk doğurmayı teşvik ettiği bir ortamda her türlü düzenlemenin çocukların yararına yorumlanması doğal olandır. Çocukların en fazla özen istenilen dönemlerinde, okul öncesi bakım ve eğitimlerinin devletin güvencesinde ve sorumluluğunda olduğunu kabul etmek gerekir. Aksi düşünülemez.
Nasıl bir kreş hakkı/talebimiz olmalıdır?
Çocuklara verilen bakımın ve eğitimin kalitesini, ebeveynlerin gelir düzeyleri arasındaki farklar ve eşitsizlik etkilememelidir. Kişilerin maddi durumları çocuklarının okul öncesi eğitim ve bakımdan yoksun kalmasına yol açmamalıdır: Kreş hizmeti, bir sosyal hak olarak ücretsiz şekilde verilmelidir.
Kreşler, çocukların sağlığını ve can güvenliğini gözetmelidir. Kreşler, vardiyalı çalışanların çocukları için 24 saat açık olmalıdır.
Kısacası işyerlerinde kreş olmaması ya da kreşlerin varlığını kadın çalışanların varlığına bağlayan düzenlemeler, ulusal ve uluslararası düzeyde ayrımcılık olarak kabul edilen yasal bir ihlaldir.
Hastanemiz çalışanları mevcut kreşten memnun mudur? Kreş talebi var mıdır?
Veliler mevcut kreşten memnundur. Hastanemizde kreş talebi elbette vardır. Süreklilik açısından güvenilir ve mevcut hizmet kalitesini koruyan bir kreş olursa Hastanemizde çocuğunu vereceklerin sayısı 100’ün çok üzerindedir.
Hastanemizin mevcut kreşi kapanmak zorunda mıdır?
Elbette hayır. Çocuklarımızın güvenli, sağlıklı bakımından daha üstün hiç bir kamu yararı olamaz, kimse bunun aksini söyleyemez. Herkesin sorumluluğu bu sorunu çözmektir.
Geçici çözümler olamaz mı?
Mevcut kreşten çok daha iyi koşulların sağlanacağı, Hastanemizin sorumluluğunda, kalıcı ve güvenceli bir öneri olmadıktan sonra geçici, güven vermeyen çözümler kabul edilemez. Neden? Çocuklarımız oyuncak değildir de ondan. Sevdikleri öğretmenlerinden ayrılmaları, endişe taşımaları, onlara travma yaşatılması doğru olmadığı gibi değişiklik yapmayı zorunlu kılacak bir durum da (hastanenin taşınması, göç, savaş vb) yoktur.
Sendikaların çocukların kreşiyle ne alakası vardır?
Sendika en basit ifadesiyle çalışanların hak ve yararlarını korumak için vardır. Bir çalışanı çocuklarından ayrı düşünmek mümkün değildir. Kreş bir sosyal hak olarak sendikal bir konudur.
Hastanemiz kreşiyle ilgili sendikaların talebi ne olmalıdır?
Bir sendikanın görevi çalışanların haklarını korumak ve geliştirmek ise kreş konusunda da görevleri budur. Bu çaba o ya da bu yönetim ya da yöneticiye karşı bir çaba değil, çalışanların haklarını korumak için görevleridir. Kaldı ki yönetimlerden de bu beklenir. Hastanemizde de sendikaların, yönetimlerin, yöneticilerin, çalışanların kısacası herkesin çabası bu yönde olmalıdır. Talepler bellidir:
HASTANEMİZiN MEVCUT KREŞİ KORUNSUN (çocuklarımız, veliler memnun)
VELİLERİN CEBİNDEN DAHA FAZLA PARA ÇIKMASIN (veliler gelirlerinin %10-%20’sini zaten veriyor)
ÇALIŞANLAR MAĞDUR EDİLMESİN (Kreş çalışanları işlerini korusun, görevlerine devam etsin)
Hastanemizde sendikalar ne yapmalıdır?
Sendikalar yönetime talepleri iletmeli, velilere ve bütün çalışanlara kreş haklarının var olduğunu bildirmelidir. Sorunun çözülmesi için taleplere bağlı kalarak her düzeyde kararlı ve etkin bir çaba harcamalıdır. Bu amaçla gerektiğinde konunun kamuoyuna taşınması için çalışılmalı; kamuoyu oluşturmak üzere yazılı, görsel basın dahil yaygın olarak duyurmalı, konu gerekirse Meclisteki partilerin başta Ankara ve ilgili diğer milletvekilleriyle paylaşılmalı, basın açıklaması vb araçlarla talebimiz ilgililerce bilinir görünür kılınmalıdır. Bu çabalar sendikaların doğal ve zorunlu görevleridir.
Neredeyse 40 yıldır var olan Hastanemiz kreşinin kapatılmasını hiç kimse istemeyeceği gibi hepimizin de hep birlikte çocuklarımızın üzerine titremesi görevimizdir. Hastane çalışanları her yıl Hastanemizde yatan çocuklar için kermes düzenleme duyarlılığı göstermektedir. Bu duyarlılığı gösteren hastane çalışanlarının çocuklarının okul öncesi bakımı için mevcut kreş çok görülmemelidir. Sendikalar, veliler, çalışanlar kreşi korumalıdır.
Kuşkusuz velilerin tek tek çocuklarını mevcut kreşten almaları, başka çözümlere yönelmeleri, çalışanlarının çocuklarını mevcut kreşe vermemeleri mümkündür. Ancak herkesin memnun olduğunu söylediği bir kreşten birden bire, 1-2 ay içinde velilerin vazgeçmesi akla uygun mudur? Bu durum akla yatkın görünmemektedir. Böyle olması herkesin içine kuşku düşürür.
Sendikalar ne yapıyor?
Herkesin ne yaptığı ortada. Üye kaydı için çabalamak kadar mevcut kreşin mevcut koşullarda sürdürülmesine, çalışanlar olarak kreşle ilgili taleplerimizin arkasında durmak üzere birlikte olmaya da çaba harcansa bu sorun çözülür diye düşünüyoruz. Bizim (SES olarak) arzumuz bütün çalışanların birlikte bu sorunun çözümü için çaba harcamasıdır.
çocukların yaşadığı her yerde, her çocuğa uygun kreş!
bakım hizmeti, kamu hizmeti olarak devlet tarafından düzenlenmelidir!
Biz mevcut kreşin mevcut koşullarda devamı için elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz. Hastane Yönetimi ve üst Yönetimlerden de aynısını bekliyoruz. Milletvekillerinin, basının da konuyu derhal gündem yapmasıyla Pazartesi günü kreşin kapısının çocuklarımıza açık olacağına inanıyoruz. Şimdiden çaba harcayacaklara içtenlikle teşekkür ediyoruz.
Basın Açıklaması
Sami Ulus Hastanesi hasta çocuklara bakan (hemşire, tıbbi sekreter, laboratuvar çalışanı vd)çalışanlarının çocuklarına bakamıyor!
Kreş kapanıyor, çocuklarımız kapının önüne konuyor!
Biz hastane çalışanlarından güler yüzlü hizmet bekleniyor!
Bizim çocuklarımız kamu zararı mı?
Değerli basın mensupları, değerli katılımcılar, değerli Sami Uluslular;
Hastanemizin –yeri değişse de- en az 30 senedir olan kreşinin 30 Nisan 2016 tarihinde kapatılacak olduğunu öğrenmemiz nedeniyle bugün sizleri buraya davet ettik.
23 Nisan gibi çocuklara armağan edilen bayramın olduğu bir ülkede, bu bayramın üzerinden daha 3 gün geçmişken bu haberi öğrendik. Hepimiz çok üzgünüz.
Kuşkusuz ülkemizde çocuklarımızın çok sorunu var. Özellikle son aylarda yaşananlar hepimizi çok yaralıyor. Bu durumda hep birlikte çocuklarımızın üzerine daha da fazla titrememiz; devletin, hükümetlerin çocuklarımızın bugün ve geleceklerini her anlamda güvence altına alan bir tutum içerisinde olması gerekiyor.
Hepimiz biliyoruz ki son yıllarda en yetkililer aileleri daha çok çocuk sahibi olmaya teşvik eden çağrılar yapıyorlar. Tüm bunlar Hükümetlerin anlayışının tartışmasız olarak çocuklarımızın yararına olacağını, onların güvencesi olmayı taahhüt ettiklerini bize düşündürtüyor. Anayasa’nın, yasaların bu anlayışla yapıldığını, uluslararası sözleşmelerin bu yönde olduğunu biliyoruz. Yönetmelik, tebliğ vb alt düzenlemelerin bu anlayışla yorumlanması gerektiği de çok açıktır. Aksi yaklaşımlar açık ki kabul edilemez.
Sami Ulus Hastanesinde, hastanemizde olan nedir?
Bir süredir Hastanemiz çalışanlarının çocuklarının gittiği kreşin kapanacağı söylentisi hastane koridorlarında dolaşmaktaydı. Hastanemiz çalışanlarının hemen tamamının ortak olarak memnun olduğu konu Hastanemiz kreşinin mevcut koşullarıyla varlığıdır. Bu nedenle bizler hiçbir zaman kapanacağına ihtimal vermedik. Ancak 24 Mart 2016 tarihinde veliler ve sendika temsilcileri yazılı olarak bir toplantı çağrısı aldık. Yazıdan anlaşıldığı kadarıyla “kreş sorunu” vardı ve sorunun nedeni son zamanlarda/yeni çıkmış bazı düzenlemeler (tebliğler) olarak ifade edilmekteydi.
Toplantıya gittiğimizde velilerin ödediği aylık 270 TL ile (ki ayrıca kurs parası olarak da 100 TL verilmekte) harcamaların karşılanamadığı, tebliğ hükümleri incelendiğinde kreşin tüm giderlerinin toplanan aylık aidat gelirleriyle ödenmesi gerektiği bilgisi aktarıldı. Ayrıca Hastanemiz bünyesinde kreş hizmeti verebilecek yer olmadığı için kreşin Hastane içine taşınmasının da mümkün olmadığı söylendi.
Sonuç olarak tüm veliler tarafından kreş giderlerini karşılayacak aidatın ödenmesi (ki en az 550-600, hatta 650 TL olarak ifade edilmiştir) kabul ve taahhüt edildiği takdirde, tebliğ hükümlerine aykırılık teşkil etmeyecek, kamu zararına yol açmayacak tekliflere açık olunduğu bildirildi.
Bu ifadelerden anladığımız şudur: Bizim, yani bu hastanede (ülkenin dört bir yanından, başta Suriyeli olmak üzere başka ülkelerden gelen) hasta çocuklara özveriyle bakmak için çaba harcayanların (hemşire, sağlık memuru, tıbbi sekreter, bilgi işlem elemanı, doktor vd) kısacasıbiz çalışanların çocukları için okul öncesi bakımda devlet tarafından yapılacak harcamaların adı kamu zararı olmuş. Çocuklarımızın iş yerimizde, iş yerine çok yakın bir yerde, güvendiğimiz Hastanemiz çalışanlarının elinde, lüks değil makul bir kreşte olması, bizim huzur içinde işe gelip gitmemiz hep kamu zararıymış.
Bizler teşvik edildiği gibi 1 olan çocuğumuzu 2, 2 yi 3 yapsak, halen 1 çocuk için gelirimizin en az %10-20 sini (sadece 1 çocuk için) verirken, doğacak her çocuğumuzla yeni bir kamu zararına yol açacakmışız. Soruyoruz, bizim huzurla işe gidip gelmemizin adı mıdır kamu zararı? Bugüne kadar hep zarar mı verdik kamuya, böyle mi kabul ediyor yasalar da artık bu yapılamıyor? Özür mü dilemeliyiz? Yoksa çalışan memnuniyeti denilen bu mu? Bu muameleden memnun olmamız mı bekleniyor?
Anlıyoruz ki çocuk başına 600 TL versek kamu zararı kalkacak. Gelirimizin neredeyse yarısını (hele 2, 3 çocuğumuz varsa neredeyse tamamını) çocuğumuzun kreşine vermeliyiz, öyle mi? Acaba bizlerin maaş bordroları mı bilinmiyor?
Açık söyleyelim: Çocuklarımızdan önce bizi çok üzdünüz, bu ifadelerinizle çok örselediniz. Bütün çalışma şevkimizi bitirdiniz. Ya çocuklarımız? Onlar da öyle. Hepsi tedirgin, sevdikleri öğretmenlerinden ayrılmak onları bir daha yıkacak.
Bir daha soralım: Bu kreş neden kapanıyor? Yasalar mı böyle söylüyor? Bizi koruyan, çocuklarımızı koruyan bir yasa yok mu?
Biz önce vicdanlar ne diyor ona bakıyoruz! Kamu vicdanı, inanıyoruz ki, çocuklarımızın okul öncesi bakımlarının devletin güvencesi altında olması gerektiğini söylüyor. Yasaların da böyle olduğunu biliyoruz ve tebliğler de bu anlayışla yorumlanmalıdır diyoruz.
Ne istiyoruz?
Veliler ve çalışanlar üç talepte ortaklaştık:
1) Mevcut kreş kapanmasın (çünkü veliler, çocuklar memnun)
2) Veliler daha fazla ödeme yapmasın (halen 270 TL ödeme yapıyorlar, bu gelirlerinin %10-20’si)
3) Kreşin çalışanları (mevcut “kadrosu”) mağdur edilmesin. (çalışanlar çalışmak istiyor, veliler de memnun).
Biz Hastanemizin çalışanlarının çocuklarına yukarıdaki talepler doğrultusunda (memnun oldukları) kreş olanağının sürdürülememesini anlayamıyoruz. Türkiye’nin başkentinde, ülkenin dört bir yanından gelen çocuklara hizmet veren bir Hastanenin çalışanlarının çocuklarından (gelirlerinin en az %10’unu zaten verirken) daha fazla para istenmesini de doğru bulmuyoruz. Ulusal, uluslar arası yasaların da ama asıl önemlisi kamu vicdanının da bu hakkımızın korunmasından yana olduğunu biliyoruz. Çalışanlarımızın çocuklarının yararından daha üstün bir kamu yararı olduğuna da inanmıyoruz.
Haftalardır veliler, kreş çalışanları, onlardan etkilenen çocukları ve bizler tedirginiz, endişe içerisindeyiz. Kreşteki çocuklarımıza (herhangi bir yer vs değişikliğiyle) travma yaşatılmasını istemiyoruz.
Bugün yarın yetkililerin sorunu çözmelerinin mümkün olduğunu biliyoruz. 2 Mayıs Pazartesi günü çocuğumuzla birlikte sabah kreşe gittiğimizde kapandığını görüp çocuklarımızla hastane bahçesine, işimize gelmek ve çocuklarımızla birlikte yıkılmak istemiyoruz.
Biz mevcut kreşin mevcut koşullarda devamı için elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz. Hastane Yönetimi ve üst Yönetimlerden de aynısını bekliyoruz. Milletvekillerinin, basının da konuyu derhal gündem yapmasıyla Pazartesi günü kreşin kapısının çocuklarımıza açık olacağına inanıyoruz. Şimdiden çaba harcayacaklara içtenlikle teşekkür ediyoruz.