SES Ankara Şube üye ve yöneticileri 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü nedeniyle bugün ( 5 Mayıs 2017 ) saat 12.30 da Zekâi Tahir Burak Doğumevi’nde, sağlık alanında ebelerin ve diğer sağlık emekçilerinin sorunlarını dile getiren bir basın açıklaması yaptı.
SES Eşbaşkanı Hüsnü Yıldırım sağlık alanındaki sorunlara yönelik bir konuşma yaptı. Yine Eşbaşkan Rona Temelli ise Ankara Şube Yönetimince hazırlanan basın metnini okudu.
Basın açıklaması tam metni
EBELİK MESLEĞİNİN BAĞIMSIZLIĞI VE ONURU
İŞİMİZ VE EMEĞİMİZ İÇİN
MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ
Ebelik insanlığın varoluşu ile başlar. Sağlık mesleklerinin arasında tarihi en eski, işlev yönünden de en önemlisi ve dünyanın ilk bütüncül mesleği olan Ebeliğin hedefindeki “bakım” daima kadın merkezli olmuştur. EBELİK eyleyişi tarihin ilk çağlarından bu yana insanın yaşama doğması ve var olmasına yardım etmiştir. Kadının, bedeni ile yaşamı yeniden üretirken yanında yine bir kadın vardı. Kadınla başlayan ve onun merkezde olduğu bu hikâye, erkeğin her alanda olduğu gibi bu alanda da kadını arka plana itmesi ile devam etmektedir.
Bugüne geldiğimizde bu itilme hali çalışma yaşamında değişik biçimlerde kendini göstermektedir. Ebeler olarak ağır iş yükü nedeniyle sağlık, sosyal yaşam ve iş güvencesine dair önemli sorunlarımız bulunuyor. Sağlık hizmetinin sunumunda bu kadar önemli yeri olmasına rağmen, kamu kurumlarında yeterince kadro açılmaması ebelerin temel sorunlarının başında gelmektedir. Bu sorunların çözümü açısından personel eksikliğinin güvenceli-kadrolu istihdam politikası ile giderilmesi en önemli taleplerimizdendir. Ancak hükümet sağlık emekçilerinin iş güvencesi ile ilgili sorunlarını çözmek bir yana, güvencesizliği dayatmaya ve yaygınlaştırmaya devam etmektedir. Vekil, 4/C’li istihdam edilen veya aile sağlığı merkezlerinde kamu dışı aile sağlığı elemanı olarak çalışan biz ebe-hemşirelerin, kadro ve güvence beklentisi 2016-2017 toplu sözleşmesinde de karşılanmadığı gibi 15 Temmuz “darbe girişiminden” bu yana 9 aydır süregelen OHAL sistemi ve bu süreçte çıkarılan KHK’lar eliyle binlerce sağlık emekçisi gerekçe dahi gösterilmeden görevlerinden alınmıştır. Ayrıca Taşeron işçilere kadro düzenlemesine ilişkin çalışmalarda da bu statülerde çalışan ebe/hemşireler kapsam dışı bırakılmıştır.
“Sağlıkta Dönüşüm Programı” tüm sağlık alanı ve sağlık emekçilerinin olduğu gibi, ebelerin de mesleklerini yaparken yaşadıkları sorunların artmasına neden olmuştur. Özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerinde önemli yer tutan ebeler, aile hekimliği sisteminde ana-çocuk sağlığı, gebe takibi vb. en önemli hizmetleri gereği gibi veremez duruma getirilmişler, hekimle yaptıkları sözleşmede “Aile Sağlığı Elemanı” olarak nitelendirilerek, meslekleri ve isimleri tamamen yok sayılmıştır. Geçmişten beri görev, yetki ve sorumluluklarının sınırlarının belirlenmemesine bu durumun eklenmesi görevlerini daha da muğlaklaştırmıştır.
Ebeler olarak; ASM ve TSM’lerde iş ve gelir güvencesizliği, yoğun nöbetler, düşük ücret ve riskli çalışma koşulları, hastanelerde ise performans, neoliberal toplam kalite yönetimi anlayışı ve emekliliğe yansımayan ek ödemeler ve ek ödemelerin dağılımında adaletsizlik gibi sorunlar ile yüz yüzeyiz. Bunların yanı sıra sağlık hizmeti sunan kurumlarda şiddetin giderek tırmanması da ebelik mesleğinin “ağır ve tehlikeli işler” kapsamına alınmasını ve derhal harekete geçilmesini gerektirmektedir.
Ebeliğe ilişkin mesleki alan angarya ile her geçen gün daha çok işgal edilmektedir. Ebelik mesleğinin görev sınırları belirsizleştirilerek mesleki bağımsızlığımız yok edilmektedir.
Sağlık alanında neoliberal dönüşümü gerçekleştiren AKP Hükümetleri eliyle yaratılan bu tablo sağlık hizmetinin her şeyden önce bir ekip hizmeti olduğunu yok sayan bir anlayışın ürünüdür.
Sağlığın ve toplumsal yaşamın en önemli dinamiği olan ebelik mesleğinin bağımsızlığı ve onuru için taleplerimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.
1-Doğurgan nüfus başına düşen ebe sayısı mutlaka arttırılmalı ve personel açığı güvenceli-kadrolu istihdam ile giderilmelidir.
2-Ebelik yasası çıkarılarak iş tanımı muğlaklıktan kurtarılmalı ve ebeler angarya işlerle daha fazla yüz yüze bırakılmamalıdır.
3-Ebelik mesleği ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınmalı ve ebeler adil bir biçimde fiili hizmet süresi zammından faydalandırılmalıdır.
4-Ek ödemeler emekliliğe yansımalı ve adil bir biçimde dağıtılmalıdır.
5-İş yerlerimizde maruz kaldığımız her türden riske karşı güvenceli ve güvenli çalışma koşulları sağlanmalıdır.
6-İşyerlerinde şiddet ve taciz çerçevesinde önleyici uygulamalar yaygınlaşmalı ve hukuki yardımdan kadro durumuna bakılmaksızın istisnasız tüm çalışanlar yararlandırılmalıdır.
7-Her iş yerinde 7 gün 24 saat açık, ücretsiz ve anadilinde kreş hizmeti sunulmalıdır.
Hakları ve geleceği için mücadele eden tüm ebeleri kutluyor ve mücadeleyi birlikte yükseltmeye davet ediyoruz.
Ayrıca 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ülke bir OHAL ve KHK rejimi ile adeta yönetilmeye çalışıyor. Bu kapsamda kimlerin, neye göre hazırladığının bilinmediği, birçok tutarsızlık bulunan listelerle yüzbini aşkın kamu emekçisinin görevine son verildi. Son KHK ile de binlerce emekçi işsiz bırakıldı. Bu emekçiler içinde Zekai Tahir Burak Hastanesinde görev yapan üyelerimiz Turan SAYIN ve hemşire Gamze KARAOĞLAN da bulunmaktadır. Kamuda görevine son verilen emekçilerin öncelikli isteğinin en azından atılma gerekçesini öğrenmek talebine bile muhatap bulanamadığı, OHAL bahane edilerek hukuksuz, keyfi bir süreç sürdürülmektedir. Bu pervasızlık ve keyfilik öyle bir hal almıştır ki; Gamze arkadaşımız hastaneye alınmamış, bir vatandaş olarak hizmet alması dahi kısıtlanmaya çalışılmış hastane yöneticisinden izin alma şartına bağlanmıştır. Buradan bir kez daha sesleniyoruz, haksız hukuksuz olarak ihraç edilen üyelerimizin yanında olacağız. Bu haksızlık hukuksuzluk bitene, İşimize geri dönene ve bizim olanı alana kadar mücadele edeceğiz. Bu hukuksuzluğu biz emekçilere dayatanlardan adalet önünde hesap soracağız.
Yenileceksiniz, biz kazanacağız.
Çünkü biz haklıyız.
SES ANKARA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU