3. Havalimanı işçilerinin insani talepleri dikkate alınmadı ! Yüzyüze kaldıkları sorunların çözülmesi ve bugüne kadar ödenmeyen maaşların ödenmesini isteyen havalimanı işçilerine “terörist” muamelesi yapılarak, gece yarısı baskını sonucu 400 üzerinde işçi gözaltına alındı ve ardından 24 işçi tutuklandı.
Aşağıda, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi üyesi Murat Çakır işçilerin eylemlerinin nasıl kriminalize edilmeye çalışıldığını bir mektupla açıklamış
Arkadaşlar merhaba,
Öncelikle gözaltı sonrası atılan maillerinizi okuduk, telefonlaştık, mesajlar vs. Çok teşekkür ediyoruz…
Süreç nasıl gelişiyor, işçi eylemi nasıl kriminalize edilmeye çalışılıyor ve gözaltı sürecimiz nasıl geçti açıklayalım…
1- 3.Havalimanı’nda inşaat başladığından beri irili ufaklı eylemler, yürüyüşler, iş bırakmalar ve benzeri oluyordu. İSİG Meclisi süreci hep takip etti. Geçmiş paylaşımlarımızda da inceleyebilirsiniz. Ancak son bir yıldır inşaatın sonuna gelindiği için dışarıya giriş çıkışlar daha kolaylaştı. Bu noktada yapılan eylemlerden daha fazla haberimiz oluyor. Bunda İnşaat-İş, Dev Yapı-İş, İyi-Sen gibi sendikalarla birlikte orada çalışan ve emek mücadelesine katılan diğer grupların da paylaşımlarının, örgütlenmelerinin rolü büyük. Yani medyada yayılmaya çalışıldığı gibi inşaat bitiyor ve neden eylemler şimdi başlıyor, dış ülkelerin oyunu vb. lafları külliyen yalan. Ya da sendika 100 TL vermiş, profesyonel eylemci getirmiş vs. Bunlar ancak siyasi parti mitinglerinde oluyor biliyorsunuz. Herkesi kendileri gibi zannediyorlar. Burada örgütlenme faaliyeti yapan sendikaların profesyonel çalışanı bile yok, biliyorsunuz hepsi inşaat işçisi ve amatör (parasız) çalışma hakim.
2- Aşağıda el yazısı ile paylaştığımız ilk resimde de görüleceği gibi talepler çok temel. Esasen deriz ya ücretimize zam istiyoruz. Burada verilmeyen ücretler isteniyor. Tahtakurusu dolu odada yatılmak istenmiyor. Düzgün servis, yemek isteniyor. Çalışma koşulları düzelsin isteniyor vs. Flormar işçisi, Cargill işçisi, Real işçisi, Süperpak işçisi vs. nasıl hakları için mücadele ediyorsa burada da işçiler hakları için mücadele ediyor. Oysa süreç kriminalize edilmeye çalışılıyor. Yok dışardan birileri gelmiş, eylem yapanlar işçi değilmiş vs. Bu arkadaşlarımız (gözaltındakiler) 3.Havalimanı işçisidir. 4-5 arkadaşımız sadece sendika yöneticisi veya uzmanı. Doğal olarak direnişteler, üyeleri var, işçiler var şantiyedeydiler. (Eyleme de 25 bin işçi katıldı, hatırlatalım.) Dikkat edelim filanca örgütler, bölücü örgüt vb. söylemler geliştirilmeye çalışılıyor. Sosyal medya hesaplarımızdan soruyorlar. Saklanan kalaşnikoflar bulunmuş vs. Bu söylemlere de dikkat edelim. Belli çevreler yayıyorlar. Bunlar da külliyen yalan.Ancak gözaltına alınanlardan bu sebeple tutuklanan olursa şaşırmamak gerek. Burada gelecekte yaşanabilecek tüm işçi eylemlerine de gözdağı verilmek isteniyor.
3- Şu an 401 işçi arkadaşımız gözaltında. Gece kaldıkları koğuşlar jandarma tarafından koçbaşı kullanılarak kırıldı. Oysa kapıyı çalsalar arkadaşlarımız açardı. Paylaştığımız ikinci resme bakın. Başlarında yüksek rütbeli subaylar vardı. Şimdi arkadaşlar bölgedeki üç jandarma karakolunda gözaltında. Paylaştığımız üçüncü resme bakın. Sorgu yapılırken şiddet uygulandığı haberleri geliyor. Avukatlar, kitle örgütü temsilcileri görüşme imkanı bulamıyor. Bu yapılanlar inşaat işçisine reva mıdır?
4- Bizler de DİSK Dev Yapı-İş ve İnşaat-İş’in çağrısıyla Cumartesi İstanbul’da Kadıköy’de 19.00’da yapılacak olan inşaat işçilerinin talepleri kabul edilsin, gözaltılar serbest bırakılsın açıklamasına katılmaya gittik. Ama daha insanlar toplanmaya başladığında polis komiseri temsilcilerle önce görüşelim dedikten sonra hiç bir ikaz yapmadan 8-10 arkadaşımızı gözaltına aldı. İlk gözaltına alınan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi (Örgütlenme Sekreteri) Limter-İş Başkanı Kamber Saygılı. Yani bir konfederasyon YK üyesi yaka paça gözaltına alındı. Sonrasında bizler de ‘çalışırken ölmek istemiyoruz’ diye slogan attığımız için gözaltına alındık. Alınırken polis bir kısım arkadaşımızı bayağı hırpaladı. Sonrasında düz-ters kelepçeli olarak sabah 06.00’a kadar sırasıyla Kadıköy Polis Karakolu, Bayrampaşa Devlet Hastanesi, Vatan Caddesi Güvenlik Şube ve son olarak Gayrettepe Asayiş Şube’ye götürüldük. İçimizde açıklamaya katılanların dışında 18 yaşından küçük çocukları polisin dövmesine tepki gösterenler bile vardı. İSİG Meclisi’nden esas olarak iki kişiydik: Ertuğrul Bilir ve Murat Çakır. Yine Meclis etkinliklerimize katılan sendikal hareketten dostlarımız vardı. SES Anadolu Yakası Şube Başkanı arkadaşımızdan DGD-Sen Başkanına ya da Hak-İş’e bağlı Liman-İş Sendikası’ndan uzman arkadaşa kadar. Toplamda 31 kişiydik. İki arkadaş sarı basın karşı olan AFP çalışanı ve bir avukat arkadaş serbest bırakıldı. 18 yaşından küçük iki arkadaşımız çocuk şubeye götürüldü ve oradan serbest bırakıldılar ama çocuklardan birisi o kadar çok dövülmüştü ki tişörtü yırtılmış ve sırtında izler vardı. 7 kadın arkadaşımız Vatan’da kaldılar. İSİG Meclisi’nden iki kişi olmak üzere gözaltındakilerin yarısı bu süre boyunca sadece su içip 3-4 şeker yedik. Haksız yere gözaltında oluşumuzu yegane protesto edebilmemizin tek yolu buydu. Ortalama 2-3 kilo vermişiz. Pazartesi 13.00 gibi Kartal Adliyesi’nden serbest bırakıldık, savcı ifademizi bile almadı. Yani haksızlık deyin, eziyet deyin ne derseniz deyin.
Son olarak şunu söyleyelim. Sanki 3.havalimanı üzerine dış güçler oyun oynuyor gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. İşçiler ülkelerini, bu topraklarda yaşayan bütün insanları çok seviyorlar. Oluşturulmaya çalışılan bu atmosfere karşı dik duralım. İşçi eylemleri, direnişleri yeni başladı. Yasaklar da hızla yayılıyor. İşçi ailelerinin yaptığı Vicdan ve Adalet Nöbeti yaptırılmadı. Bakın bugün de Cargill işçileri gözaltına alındı. Bizler işçiler arasında ırk, ulus, mezhep, cinsiyet vb. yapılmak istenen ayrımcılığa karşı duralım. Su akar yatağını bulur…
Selamlar,
Murat Çakır
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi